Ruanda Soykırımı, 1994 yılında gerçekleşen ve yaklaşık 800.000 Tutsi ile ılımlı Hutu’nun öldürüldüğü trajik bir olaydır.
1. Ruanda soykırımı, 1994`de Nisan ve Temmuz arasında gerçekleştirildi. Etnik çoğunluk grubu olan Hutu, azınlık nüfusu olan 800.000’den fazla Tutsi’yi sistematik bir şekilde öldürdü.
2. Birleşmiş Milletlerin Teşkilatının 2014 kararına göre Ruanda soykırımına “Tutsi’ye karşı soykırım” adı verilmiştir.
3. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Hutu ideologları, daha büyük Hutu kontrolü için çalkalanmaya başladılar. Avrupanın Tutsi iktidarını tercih etmesini Hutu toplumu ekonomik tekelleşme adlandırarak kınadılar.
4. 1959’da Hutu ayaklanması yüzlerce Tutsi’nin ölümü ve binlerce kişinin ülkeden kaçmasına neden olarak Ruanda’daki güç dinamiklerini şiddetle değiştirdi. 1959’dan 1961’e kadar Hutu, 1962’deki Belçika egemenliğinden sonra Ruanda bağımsızlığına ve Hutu çoğunluk hükümetinin kurulmasına fırsat yarandı.
5. Hutu polisi ve milis grupları, Tutsilere soykırım yapmayı “iyi” başardılar; Ancak, gerçek genosidin büyük bir çoğunluğu Hutu köylülerince yapıldı.
6. Fransız tarihçisi ve Ruanda uzmanı Gérard Prunier, Tutsi halkını tamamen imha etme planının bazı Hutu elitleri tarafından 1992’nin başlarından planlandığını iddia etti.
7. Şiddetin ilk kurbanlarından biri de Ruanda Başbakanı Agathe Uwilingiyimana idi. Onun muhafızları tutuklandı, işkence gördü ve öldürüldü.
8. Bazı insanlar sırf “Tutsi görünümlü” oldukları için öldürüldü. İyi fransızca konuşan veya güzel arabalar sahibi olan bu sosyal ayrım işaretleri onları mümkün liberaller olarak işaretledi ve bu onların sonu oldu.
9. Hutu ideologları, Hutu köylülerini radyo üzerinden şiddete teşvik ederek onları dışarı çıkıp “Tutsi hamamböceği” ni imha etmeye çağırdılar.
10. Hutu milisleri ve köylüler, Nisan ve Temmuz arasında yüz binlerce kadına tecavüz etmek için tecavüzü savaş taktikleri olarak kullandı. Çoğu kadın, silahlı tecavüze veya genital mutilasyona maruz kalmıştır. Soykırım sırasında yaklaşık 150.000 ila 250.000 Ruandlı kadın tecavüze uğradı.
11. Ruanda’nın daha uzak bölgelerinde, kurbanların cesetleri zaman zaman 1.5 ila 2 metre yüksekliği buluyordu; Onları gömmek için kimse kalmamıştı.
12. Soykırım, özellikle Hutu-Tutsi’nin evliliklerinde inanılmaz sosyal ve ahlaki karmaşıklık pozisyonlarına yer açtı. Karışık ebeveynli çocuklar genellikle bu katliamdan kurtuldular ama ailenin Tutsi tarafı katledildi.